Isparta
14 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.26
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2426.5
  • BIST
    10055.98
  • BTC
    62463.96$

ISPARTANIN HALICILIK SERÜVENİ

ISPARTANIN HALICILIK SERÜVENİ

Isparta'nın Halıcılık Serüveni...

Isparta Halıcılığı Bugün her ne kadar bitse de Isparta uzun yıllar halıcılığın merkeziydi.. İşte Isparta'nın Halıcılık Serüveni..

Isparta en çok halısı ile bilinen bir şehirdi şimdilerde elmasıyla,lavantasıyla, ısparta ekmeği ve gülüyle anılsa da en değerlisi halıydı..

Geleneksel dokumacılığın yanında ticari bir karşılığı da olan Isparta halısının bölgede hızla geliştiği 970’li yıllarda neredeyse her evde bir halı tezgahı kurulmuştur.

Kadınlı erkekli süren halı dokumacılığının doruğa çıktığı bu dönemde Isparta genelinde 44 bin civarında halı tezgahında yaklaşık 100 bin kişinin dokumacılık yaparak inanılmaz bir sektörün motor gücü oluşturduğunu söyleyebiliriz.

Ermeni Haçik Usta’yla Rum tüccar Ispartalı Agopoğlu’nun, Dr. Bodasaki’nin girişimleriyle 1890’lı yıllarda İzmir Limanı üzerinden Avrupa’ya ulaştı. Konya ve Afyon bozkırlarının otlarıyla beslenen koyunların yünleri, Isparta, Uşak, Denizli’deki atölyelerde ip oldu; Torosların Yörük-Türkmenlerinin eliyle de halıya dönüştü.


Bir kent düşünün, dağ köyünden kasabasına bütün evlere yayılan tezgahlardan her ay 30 bin civarında halı üretilsin… Isparta kent merkezinde, belediye binasına bitişik olarak inşa edilen ‘Halı Sarayı’nın zeminindeki geniş alan bir açık hava pazarı niteliğindeydi. Meydanın etrafında yükselen katların geniş dükkanları ise halı ve halı ipi ticareti yapanlara, model çizenlere ve sektörle ilintili küçük işletmelere ayrılmıştı.

Halı Sarayı, özellikle Çarşamba günleri oldukça kalabalık oluyordu. Evindeki tezgahında dokuduğu halısını rulo yapıp omuzlayan bir gelin, burada halısını satıp ya askerdeki kocasına, ya da okuldaki çocuğuna harçlık gönderebiliyor, evinin ihtiyacını karşılayabiliyordu. Dokuyarak ayakta duran bir kentin insanları, kimseye muhtaç olmadan yaşamını sürdürebiliyordu.

Isparta halısı, 1990’lara gelindiğinde makine halısına yenildi, vadilerdeki dokumacılar da yaşam alanlarını terk etmek zorunda kaldı. Bir zamanlar rengarenk binlerce halının süslediği, yün ve pamuk ipliği kokan Halı Sarayı ise önce sessizce boşaldı, ardından ise otopark oldu. Adı halısıyla özdeşlen bir kentin yakın tarihinin nabzının attığı mekanlardan biri olan Halı Sarayı’nın arşivlerde doğru dürüst bir belgesi, fotoğrafı bile kalmadı. 


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!