Burdur’un Bağlar Mahallesi’nde 10 Haziran 2025 tarihinde yaşanan Özge Bedir cinayeti, yalnızca bir kadın cinayeti değil; aynı zamanda karmaşık ilişkiler, psikolojik gerilim ve çelişkili anlatımlarla örülü bir insan trajedisi olarak gündeme oturdu.
Olay günü akşam saatlerinde evinde boğazından ve karnından bıçaklanarak yaşamını yitiren 35 yaşındaki iki çocuk annesi Özge Bedir’in ölümüyle ilgili başlatılan soruşturmada üç kişi tutuklandı. Gözaltına alınan isimler arasında eşi Adnan B., eşinin sevgilisi olduğu belirtilen Seray Ö. ve Seray’ın arkadaşı Tülay A. bulunuyor.
Üç Kişi, Üç Farklı Anlatım
Soruşturma kapsamında savcılığa ulaşan ifadeler, olayın yalnızca bir cinayet olmadığını; aynı zamanda birbirine zıt duygularla, kıskançlıkla ve kararsızlıklarla örülmüş bir ilişki ağını ortaya koydu.
Seray Ö., ifadesinde Adnan B. ile üç yıldır devam eden bir gönül ilişkisi olduğunu ve Adnan’ın hem kendisini hem de eşi Özge’yi aynı anda idare ettiğini öne sürdü. Daha önce Özge ile yüzleştiğini, bu sırada fiziksel şiddete ve hakarete maruz kaldığını belirten Seray Ö., olay günü Özge ile yeniden yüzleşme niyetiyle arkadaşı Tülay A.’yı eve gönderdiğini, kendisinin dışarıda beklediğini ifade etti. Arbede sırasında yaşananları duyduktan sonra 112'yi aradığını söyledi.
Tülay A. ise evde konuşmak amacıyla bulunduğunu, ancak Özge Bedir’in bıçakla saldırdığını iddia etti. Kendini korumaya çalıştığı sırada yaşanan boğuşmada Özge'nin boğazından kan geldiğini belirten Tülay A., olayın ardından büyük bir şok yaşadığını ve yaşananları Seray’a zamanla aktardığını söyledi. Cinayet silahı olan bıçağın kendisine ait olmadığını, evde bulunduğunu savundu.
Adnan B. ise geçmişte Seray ile bir ilişki yaşadığını kabul etti. Ancak evliliğini kurtarmaya çalıştığını ve iki taraf arasında gidip geldiğini ifade etti. Olay günü evden ayrıldığını, eşine şiddet uygulamadığını ve Seray’a “eşim evde yalnız” şeklinde bir mesaj atmadığını ileri sürdü. İlişkiyi bitirmek isteyen tarafın kendisi olduğunu iddia etti ve tüm suçlamaları reddetti.
İfadelerdeki Çelişkiler ve Eksik Teknik Deliller
İfadeler arasındaki çelişkiler dikkat çekici: Cinayet silahının kime ait olduğu, eve nasıl girildiği, saldırının tam olarak nasıl başladığı gibi pek çok kilit detayda üç şüpheli farklı anlatımlar sunuyor. Bu durum, olayın perde arkasında halen aydınlatılamamış noktalar olduğunu gözler önüne seriyor.
Adli makamlar, soruşturma dosyasında henüz yer almayan telefon mesajlaşmaları, arama kayıtları ve konum bilgilerini içeren HTS dökümlerinin eksikliğini önemli bir delil boşluğu olarak değerlendiriyor. Bu teknik verilerin, ilerleyen süreçte şüphelilerin ifadeleriyle uyumlu olup olmadığını göstereceği ve soruşturmanın seyrini değiştirebileceği belirtiliyor.
Üç Şüpheliye Tutuklama
Burdur Sulh Ceza Hâkimliği, “tasarlayarak öldürme” suçlamasıyla yürütülen soruşturma kapsamında üç şüpheli hakkında tutuklama kararı verdi. Mahkeme, şüphelilerin suçun niteliği, somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin bulunması ve delil karartma ihtimali nedeniyle tutuklanmalarına hükmetti. Ayrıca adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağına kanaat getirilerek, tutuklama kararının CMK’nın 100. ve devamı maddeleri uyarınca verildiği açıklandı. Karar, 12 Haziran 2025 tarihli sorgu tutanağıyla resmileşti.
Soruşturma devam ederken, kamuoyu ve mağdur yakınları olayın tüm yönleriyle aydınlatılmasını ve adaletin gecikmeden yerini bulmasını bekliyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.